Karadut-Ankara
Her şey bir sabah sayfayı sağa kaydırmakla başlamıştı, Zaman henüz geçmeden, bir sesle yatağın verdiği huzursuzluktan uyanmıştım. Ankara’daydım, kasvetin merkezindeydim. Uzaklardan gelen sinyalleri almış, tekrar sinyallere çeviren bir telefon gibiydi beynim. Tek yaptığı iletmekti ancak yoruyordu, kendime yer edindirmiyordu. Sabah ezanı daha okunmadan kalkıp, sesle irkilirken olacaklardan hiç haberim yoktu. Keşke de olsaydı diyordum. Çünkü en taze hissi, duyguyu ve düşünceyi çürüten bir hisse dönecekti zaman geçtikçe.
Soğuk bir sokağın köşesinde bir fincan kahve ile başlayıp, yeni serilmiş çarşaflarda uyanacaktı bedenim. Ruhum henüz düşmemiş olacaktı yerinde güvende hala uyuyor olacaktı. Bir fincan kahve ile başlayıp anları daha değerli kılmak için bedenimi sunacağım kimin aklına gelirdi. Sağdan en sondaki oda yangın merdivenine yakın 456 numaralı kapı. İşte kovulmanın, düşmenin başladığı yer burasıydı. Kızılay meydanının arkasında kenarda ilişik kalmış butik oteldi. Bu anlarda ne olacaktı? Çarşaf henüz kurumamışken şafak sökerken tekrar yollara düşülecekti. İşte ruhum çarşafın kurumaya başlayacağı sırada uyanacak, gözyaşlarım ile ıslanacaktı.
Bilinmeyen yer Araf’a düştüğü bu çarşaflardı…
Yayın Tarihi: | 31.12.2021 |
ISBN: | 9786254128387 |
Dil: | TÜRKÇE |
Sayfa Sayısı: | 150 |
Cilt Tipi: | Karton Kapak |
Kağıt Cinsi: | Kitap Kağıdı |
Boyut: | 13 x 19.5 cm |